Duyduğumuz zaman , bizi şaşırtan , ilginç bilgiler,makaleler,bilim ve deney tarzı konularla bizi hem bilgilendirecek hemde şaşırtacak paylaşımların yapılacağı bir konu olmasını istiyorum.
Ben başlıyayım:
Kredi kartlarındaki numaraların belli bir algoritmaya göre yazılması ve her rakamın bir anlamı olması.
Şöyle ki;
Bir kredi kartı numarası belirliyoruz.
Bizim örneğimizdeki numara 4417 1234 5678 9113 olsun.
İlk rakam kartın verildiği kurumun genel endüstri kimliğidir.
1 ve 2 hava yolları için,
3 seyahat ve eğlence şirketleri için,
4 ve 5 bankacılık ve finans şirketleri için,
6 pazarlama ve bankacılık şirketleri için,
7 petrol şirketleri için,
8 telekomünikasyon şirketleri için,
9 devlet işleri için kullanılır.
ilk 6 rakam kredi kartının sağlayıcısını belirtir.
4xxxxx visa için,
51xxxx - 55xxxx mastercard için kullanılır.
.
sonraki 9 rakam kişinin hesap numarasıdır. milyarlarca farklı ihtimal vardır.
son rakam ise luhn algoritması aracılığıyla kredi kartı numarasının doğruluğunu kontrol için kullanılır.
Luhn algoritması ise şöyle çalışır.
Kredi kartı numarasının rakamlarını ilk rakamdan başlayacak şekilde birer atlayarak 2 ile çarpıyoruz. daha sonra çıkan rakamların hepsini topluyoruz. eğer sayı 2 haneli olursa haneleri toplayarak bir rakam elde ediyoruz. örneğin 14 sayısı 1+4=5 olarak alınacak. toplam sonucunda bulduğumuz sayı 10'a (mod10) bölünüyorsa kredi kartı numarası geçerlidir.
(4*2)+4+(1*2)+7 + (1*2)+2+(3*2)+4 + (5*2)+6+(7*2)+8 (9*2)+1+(1*2)+3
8 2 2 6 10 14 18 2
4 7 2 4 6 8 1 3
8+4+2+7+2+2+6+4+1+0+6+1+4+8+1+8+1+2+3 = 70
70 sayısı 10 ile bölündüğünden örneğimizdeki kredi kartı numarası geçerlidir.
İstenilen herhangi bir kredi kartında bu test yapılabilir.
------------
Heuristic
Kabaca bu terimi "zihnimizde karar verme mekanizmalarımız işlerken danıştığımız küçük kısayollar" şeklinde tanımlayabiliriz. bu kısayolları kullanarak verdiğimiz kararların olumlu sonuçlanacağı garanti değildir ama geçmiş tecrübelerimiz ve bilgi birikimlerimiz bize doğru olduğu izlenimini verir. somutlaştırmak için bir örnek verelim hemen:
Diyelim ki kek yapacaksınız ve elinizde kekinizin tam ayarında olmasını sağlayacak şahane* bir tarif var. ama şeker kavanozunu almak için dolabın kapağını açıyorsunuz ve bir de bakmışsınız ki evde şeker kalmamış. o sırada gözünüze bir bal kavanozu çarpıyor ve geçmiş bilgi ve tecrübelerinizden balın da şekerli bir tadı olduğu verisini su yüzeyine çıkarıyorsunuz. şeker de tatlı, bal da tatlı diye bir eşleştirme yapıp şeker yerine bal kullanmayı seçiyorsunuz. heuristic mantığı bu şekilde işliyor ama verdiğiniz karar kesin doğru sonuçlanacak diye bir kaide yok dediğim gibi. hatta büyük ihtimalle yaptığınız "şekersiz ama ballı" kek pek de güzel bir şeye benzemeyecektir.
Kabaca özetlemek gerekirse, elinizdeki algoritmadaki bazı değişkenleri kendinizce değiştirerek yeni bir sonuca varırken başvurduğunuz mekanizmadır heuristic.
Aslında bizler günlük yaşantılarımızda bu kısayolları farkında olmadan kullanırız. demek istediğim; süreç bilinçdışında gelişir. daniel kahneman , yakın bir geçmişte* bu bug'ımızın farkına vararak ekonomi dalında nobel ödülü kazanmış. yaptığı araştırmayla ilginç bir sonucun altına imza atmış.
Tüketiciler, aldıkları ürün ne olursa olsun hep "ikinci en pahalı" olanı tercih ediyorlar. böylelikle:
1- kaliteden ödün vermedikleri,
2- paradan tasarruf edip kârda oldukları
hissine kapılıyorlar. bu davranışlarında aslında farkında olmasalar da kendilerince "pahalı olan iyidir" kısayolunu kullanıyorlar. günümüzde yeni ürünler de piyasaya sürülürken fiyat aralığı belirlemede bu durum gözetiliyor mesela (ürünün kalitesi ne olursa olsun). yani açık açık enayi yerine konuyoruz.
Şimdi de altın vuruşu yapalım:
Organik kimya laboratuvarı sonuçlarının aslında piyasadaki her tip sabunun aynı kaliteye sahip olduğunu gösterdiğini biliyor muydunuz? yani sağ yanağınızı yıkarken dove, sol yanağınızı yıkarken hacı şakir kullansanız da ikisi de yumuşacık oluyor.*
------
İntihardan kurtulmuş yaralı hastalara atılan dikişlerde anastezi kullanılmaması.
Bunun amacı ise psikolojisi bozuk yaralının uyuşturulmadan tedavi sırasında çektiği acı sayesinde intihara karşı bir korku duymasını sağlamakmış. böylece intiharla arasında önemli bir mesafe oluşurmuş.
Ben başlıyayım:
Kredi kartlarındaki numaraların belli bir algoritmaya göre yazılması ve her rakamın bir anlamı olması.
Şöyle ki;
Bir kredi kartı numarası belirliyoruz.
Bizim örneğimizdeki numara 4417 1234 5678 9113 olsun.
İlk rakam kartın verildiği kurumun genel endüstri kimliğidir.
1 ve 2 hava yolları için,
3 seyahat ve eğlence şirketleri için,
4 ve 5 bankacılık ve finans şirketleri için,
6 pazarlama ve bankacılık şirketleri için,
7 petrol şirketleri için,
8 telekomünikasyon şirketleri için,
9 devlet işleri için kullanılır.
ilk 6 rakam kredi kartının sağlayıcısını belirtir.
4xxxxx visa için,
51xxxx - 55xxxx mastercard için kullanılır.
.
sonraki 9 rakam kişinin hesap numarasıdır. milyarlarca farklı ihtimal vardır.
son rakam ise luhn algoritması aracılığıyla kredi kartı numarasının doğruluğunu kontrol için kullanılır.
Luhn algoritması ise şöyle çalışır.
Kredi kartı numarasının rakamlarını ilk rakamdan başlayacak şekilde birer atlayarak 2 ile çarpıyoruz. daha sonra çıkan rakamların hepsini topluyoruz. eğer sayı 2 haneli olursa haneleri toplayarak bir rakam elde ediyoruz. örneğin 14 sayısı 1+4=5 olarak alınacak. toplam sonucunda bulduğumuz sayı 10'a (mod10) bölünüyorsa kredi kartı numarası geçerlidir.
(4*2)+4+(1*2)+7 + (1*2)+2+(3*2)+4 + (5*2)+6+(7*2)+8 (9*2)+1+(1*2)+3
8 2 2 6 10 14 18 2
4 7 2 4 6 8 1 3
8+4+2+7+2+2+6+4+1+0+6+1+4+8+1+8+1+2+3 = 70
70 sayısı 10 ile bölündüğünden örneğimizdeki kredi kartı numarası geçerlidir.
İstenilen herhangi bir kredi kartında bu test yapılabilir.
------------
Heuristic
Kabaca bu terimi "zihnimizde karar verme mekanizmalarımız işlerken danıştığımız küçük kısayollar" şeklinde tanımlayabiliriz. bu kısayolları kullanarak verdiğimiz kararların olumlu sonuçlanacağı garanti değildir ama geçmiş tecrübelerimiz ve bilgi birikimlerimiz bize doğru olduğu izlenimini verir. somutlaştırmak için bir örnek verelim hemen:
Diyelim ki kek yapacaksınız ve elinizde kekinizin tam ayarında olmasını sağlayacak şahane* bir tarif var. ama şeker kavanozunu almak için dolabın kapağını açıyorsunuz ve bir de bakmışsınız ki evde şeker kalmamış. o sırada gözünüze bir bal kavanozu çarpıyor ve geçmiş bilgi ve tecrübelerinizden balın da şekerli bir tadı olduğu verisini su yüzeyine çıkarıyorsunuz. şeker de tatlı, bal da tatlı diye bir eşleştirme yapıp şeker yerine bal kullanmayı seçiyorsunuz. heuristic mantığı bu şekilde işliyor ama verdiğiniz karar kesin doğru sonuçlanacak diye bir kaide yok dediğim gibi. hatta büyük ihtimalle yaptığınız "şekersiz ama ballı" kek pek de güzel bir şeye benzemeyecektir.
Kabaca özetlemek gerekirse, elinizdeki algoritmadaki bazı değişkenleri kendinizce değiştirerek yeni bir sonuca varırken başvurduğunuz mekanizmadır heuristic.
Aslında bizler günlük yaşantılarımızda bu kısayolları farkında olmadan kullanırız. demek istediğim; süreç bilinçdışında gelişir. daniel kahneman , yakın bir geçmişte* bu bug'ımızın farkına vararak ekonomi dalında nobel ödülü kazanmış. yaptığı araştırmayla ilginç bir sonucun altına imza atmış.
Tüketiciler, aldıkları ürün ne olursa olsun hep "ikinci en pahalı" olanı tercih ediyorlar. böylelikle:
1- kaliteden ödün vermedikleri,
2- paradan tasarruf edip kârda oldukları
hissine kapılıyorlar. bu davranışlarında aslında farkında olmasalar da kendilerince "pahalı olan iyidir" kısayolunu kullanıyorlar. günümüzde yeni ürünler de piyasaya sürülürken fiyat aralığı belirlemede bu durum gözetiliyor mesela (ürünün kalitesi ne olursa olsun). yani açık açık enayi yerine konuyoruz.
Şimdi de altın vuruşu yapalım:
Organik kimya laboratuvarı sonuçlarının aslında piyasadaki her tip sabunun aynı kaliteye sahip olduğunu gösterdiğini biliyor muydunuz? yani sağ yanağınızı yıkarken dove, sol yanağınızı yıkarken hacı şakir kullansanız da ikisi de yumuşacık oluyor.*
------
İntihardan kurtulmuş yaralı hastalara atılan dikişlerde anastezi kullanılmaması.
Bunun amacı ise psikolojisi bozuk yaralının uyuşturulmadan tedavi sırasında çektiği acı sayesinde intihara karşı bir korku duymasını sağlamakmış. böylece intiharla arasında önemli bir mesafe oluşurmuş.