Renktaşların çoğu bilir ki Terim'e muhalefetim sadece saha içiyle alakalı değil. Geliş şeklinden, yönetim şekline, kendisi dışındaki dünya ile ilişkilerine, temsil ettiği şeye kadar çok şey sayabilirim ama burada sadece saha içinde neden olmuyora odaklanacağım. Çünkü bu sebeplerden en az %60-70i de saha içi.
Öncelikle yukarıda ismini zikrettiğim arkadaşların atladıklarını düşündüğüm bir noktayı hatırlatarak başlayayım. Biz sadece bu sene kötü top oynuyor değiliz, hoca takımı aldığı ve yaz kampı geçirdiği günden itibaren oyun her hafta geriye gitti. Bu uzun 3-4 senelik süreçte inişler çoktu çıkışlar nadirdi. Örneğin hiçbir hoca yoktur ki 3 sene kötü top oynatsın ama 8 haftalık iyi bir dönemi geri kalan onlarca kötü haftadan daha çok konuşulsun. Bu da hocanın şansı(!) diyelim.
Dolayısıyla takım yeni olsa bile hoca eski. Yani elinde kendi kurmadığı, FFP sınırında kurduğu, bonservis harcatarak kurduğu, yaşlı olan, genç olan, yaratıcı, fizikli neredeyse farklı farklı her türlü kadro şekli oldu ama sorun hiç bitmedi. Galatasaray'ın en temel sorunu ne peki? Doğru yerleşemiyor ve planlı hücum edemiyor. Bütün bunlar ise bir noktada sürekli gol yenerek savuşturulan bireysel hatalar ile sonuçlanıyor. Peki neden bu iki soruna hoca çözüm bulamıyor? İlerde bulabilir mi? Yukarıdaki arkadaşlar eleştirileri olsa da anladığım kadarıyla daha iyimserler. Benim cevabım daha net. 10 sene beklesek de olmayacak. Bunun bence ikisi hocanın teknik direktör olarak sahip olduğu yeteneklerle 2021 yılının dünyasının (sadece futbol değil) uyuşmazlığı ve biri de teknik direktör olarak sahip olmadığı yeteneklerle alakalı olmak üzere totalde 3 nedeni var.
Öncelikle 96-2000 seneleri dışında oyun geliştiren bir hoca olmadı. Oyuncu geliştiren bir hoca da olmadı. Ama harika bir yönetici oldu. Kastettiğim şey taktik bilmiyor değil. Oyun geliştirmekle taktik bilmek farklı şeyler. Ve hocanın yönetmeye alıştığı bir kitle var. O kitle yönetilmeyi, liderliği kabul eden bir kitleydi 2013 serüveninin sonuna kadar. Yani jenarasyon olarak bir lider etrafında birleşmeye müsait, onun sözlerinde kendilerini bulan kitle. Şimdi ise öyle bir kitle yok. Şimdi rollerinin belirlenmesini bekleyen kitle var. Hoca rol tayin edici değil, hedef tayin edici bir karakterde olduğundan kadrolarıyla iletişimi sorunlu bence. Bu birinci sebep.
İkincisi hoca saha içinde kendisini göreceği adamlarla çalışmaya çok yatkın. Bu hem liderlik anlamında hem de yetenek anlamında. Yani hcoa iyi kadrolarla iyi, kötü veya gelişime açık diyebileceğimiz kadrolarla kötü genelde. Çünkü hoca sahada sorun çıktığında oyuncuların kimisinden fiziki fedakarlık, kimisinden ise yeteneğe dair mucize bekleyen bir yapıda. O yüzden oyun ve oyuncu değiştirerek 3-4 yıldır hiçbir sorunu çözemiyor. Bekliyor ki Babel soldan girip sağ çatala yollasın, bekliyor ki Feghouli araya salsın, bekliyor ki sakatlanan oyuncu çıkmasın. Yukarıda bahsettiğim 8 haftalık dönemi de hatırlayın. Hepimiz Seri'yi konuştuk. Hoca oyuncu bazlı bir antrenör plan bazlı değil. Ama bizim son kadrolarımızda bir Hagi, bir Sneijder, bir Drogba, kendini paralayan Bülent veya Hakan Şükür yok. Dolayısıyla planla kazanmamız gereken anlarda istisnalar hariç(fener maçları gibi) elimiz kolumuz bağlı mucize bekliyoruz. İyi oyuncu tabiki bugün de farkettiriyor saha içinde ama artık daha plan öncelikli bir oyun var. Daha önce de söylediğim gibi bir çok hoca böyle bu ayıp değil. Sadece demode.
Üçüncü konu ise şu sıkça söz edilen pas oyunu ile alakalı. Bu konuda hoca çağın gerisinde değil iddiasına katılmıyorum. Çünkü bir oyunu seçmek çağın gerisinde olmadığın anlamına gelmez. O oyunun arka planıyla ilgili donanıma sahip olup olmadığın bunu belirler. Hoca bunu 2008'de de denemişti. Nihat ile 4-6-0 denen o günün modasını oynamaya çalışıyordu ve her defasında başarısız oluyordu. Ne zaman ki Semih benzeri adamları, Tümer gibi bir şutla iş değiştirecek adamları kullanıyordu başarılı oluyordu. Bunu şimdi de deniyor. Hocanın modern futbolu izleyici olarak yakından takip ettiğine şüphem yok. Ama yapıcı olarak aynı şeyi söyleyemem. Basite indirgeyerek anlatırsam bence hoca Pep veya Klopp'u yakından izliyor ve içinden diyor ki ben de böyle oynatmalıyım. Adım da Terim ki ben bu oyunu oynatırım. Ama o oyunun arka planına dair bilgi birikimi olmadığının farkında değil. Kendisinin olmadığı gibi buna uygun ekibi de yok. Yine ayıp değil diyorum çünkü oyunu Ancelotti de Mourinho da oynatmıyor veya oynatamıyor.
Bunu bazen kendimden örnekliyorum. Bazen öyle programlar oyunlar filan görüyorum ki bunu ben de yapmalıyım filan diyorum. Kısıtlı R ve Python bilgimle bir iki kod karalıyorum. Renkli, dışardan güzel görünen bir şekil çıkarıyorum ama içi işlevsiz çöp. Çünkü benim 2 ayda gördüğüm 3-5 kod yazımıyla o programlar yazılamaz. Hoca da bence bu anlamda geri kalmış durumda.
Yukarıdaki sorunlar değiştirilebilecek şeyler olmadığı için herhangi bir ümidim yok. Adem renktaşın söylediğinin aksine de bu genç kadroya yeni hoca gelmezse asıl o zaman bu oyuncular tahtaya konacak. Türk medyasında işler böyle işler. 2 gün sonra Pjanic ile Cica kıyaslanacak ve Romen köylüsü denecek. Morutan nere Mesut nere denecek.
Bu genç takımın mutlaka geliştirici bir hocaya ihtiyacı var. Yerli böyle bir isim yok ve yakın zamanda da olacak gibi görünmüyor. Devrimsel bir şey lazım. Ve Keramettin ile dün konuştuğumuzun aksine böylesi isimlerin getirilme ihtimali söylendiği kadar az değil.
Bu sene başka hoca da olsa şampiyonluk şansımız çok düşük bunu görüyorum. Ama Terim kaldıkça yapılan yatırımlar atıllaşacak ve zarar yazacak kar beklerken diye düşünüyorum.
Son olarak ilk paragrafıma atıf olarak, böylesi bir değişim Galatasaray'ı sadece teknik olarak değiştirmeyecek. Galatasaray'ı kötü, karanlık, geride, kavgacı, paçoz ve tabiri caizse ortadoğulu gösteren bu havayı da dağıtacaktır.
Öncelikle şunu belirteyim hocaya en çok sinir olduğum dönem dememin sebeplerinden bir tanesi kötü oyunun sadece bu seneye ait olmaması; 3 senedir kötüyüz; 3 senedir bu "pas oyunu" isimli ama bana göre "kendi ceza sahası içinde kısa paslaşmalar, kan ter içinde ileri taşıdığın topu ilk iyi kapanmada Muslera'ya geri gönderme" şeklinde tabir edeceğim bir oyun oynayıp ne sahadaki futbol anlamında tatmin olmamız ne de sonuç alabiliyor olmamız. Maç sonlarında da bunun neden olmadığıyla alakalı konuşmayıp aslında olmuş gibi anlatması (çok pozisyona girdik, balına gol attılar vs.) tarzı açıklamaları da zekamıza hakaret olarak görüyorum. Bunu Keramettin'in dediği gibi takıma güven aşılamak için yapıyor gibi, taraftarı da biraz yatıştırmak istiyor sanırım ama sonuçta saha içinde neler olduğunu görüyoruz. Hocanın da gördüğünden eminim bu arada, kazandığımız lig maçlarında bile yüzü pek gülmüyor. Bunu hoca zaman kazanmaya çalışıyor şeklinde yorumlayanlara da saygı duyarım.
Oynatmaya çalıştığı oyunu bugüne kadar layıkıyla oynayabilen 2 takım oldu, Rijkaard'ın Barcası, arkasından Pep'in Barcası ki Pep bu oyuna çağ atlattı. Elindeki oyuncular da tam bu oyuna uygun oyunculardı. Ama o oyunculardaki mobilitenin %50 sizi bizim oyuncularda yok. Bizde topu veren bakıyor. Bu da belki biraz çalışmakla, fizik kondisyonla alakalı. Ayak tenisi muhabbeti yapanlara ayar oluyorum ama çok daha sağlam çalışmak da lazım bu da bir gerçek. Lazio'dan 4 km falan fazla koştuk diye düğün bayram oldu ki onda bile 120 kmyi bulamadık, CL'nin hep en az koşan takımı olduk, CL'de 120 aşağısı düşüktür. Bu maçtan sonra da Alanya maçında yürüyebildik sadece. Dolayısıyla ayda bir maçlık kondisyonla olmaz bu iş. 1 maçlık aşırı istek, motivasyon, azim dışında antrenman temposuyla alışkanlık haline gelmeli bu mesafeler. Nzonzi geldiğinde ilk 3 ay takımın en çok koşan oyuncusuydu misal. Neden çünkü bize son gün geldi ve yaz kampını Roma'da geçirmişti. Basitinden bir örnek. Yardımcılarına keşke Nagelsman antrenmanları izletse de bu adam ne yapıyor bir inceleyin dese ama öncelikle o kalibrede yardımcı lazım. Selçuk adamın antrenmanını izlese muhtemelen "Napıyor bu manyak?" şeklinde izler. Ömer Erdoğan mesela Klopp, Nagels, Tuchel hepsinin antrenmanına katılmış. Cicaldau'ya bahsettiğin laflar edilirse bunun bir sebebi de şu anda 90 dk çift yönlü oynayabilecek fizik kondisyona sahip Cical'ın fiziki olarak geriye gitmesi olacak. Umarım gerileme olmaz bunu acayip merak ediyorum mesela. Aynı gerileme Berkan'da olacak mı ona da bakacağım, şu anda 12.5 falan koşuyor çocuk.
4-6-0 örneği ve mili takım, sonradan yine vazgeçme örneğinden yola çıkarsak hocaya kızdığım noktalardan bir tanesi de bu benim. Kardeşim bu pas oyunu adını verdiğin şeyi deniyorsun 3 senedir olmuyor olmuyor, artık özüne dön. Aslında Pep yerine Klopp veya Nagelsman'a özense çok daha başarılı olacak. Şunu peşinen söyleyeyim aynısını yapıyoruz, önce Fatih Terim buldu falan demiyorum ama hocayla dalga geçmek isteyenlerin "bam bam bam" diye nitelediği ama aslında öyle olmayan 96-00 arası oynadığımız "topu baskıyla (gerekirse haldur huldur bir baskıyla) hemen kapıp, eksik yakalayıp gol bulma tarzımız Klopp'un şu anda oynattığı gegenpressinge benziyordu. Onunki gibi sistematik, planlı, herkesin nerede duracağını çok iyi bildiği bir şekilde değildi ama Antalya'nın stoperi Kel Burhan'dan topu kapıp gol bulmaya yetiyordu ki aslında Mallorca'dan kapıp atmaya da yetti. O zamanlar koşu mesafesi istatistiği diye bir şey tutulmuyordu ama Mallorca'dan fazla da koşuyorduk büyük ihtimal. Klopp topu bilinçli veriyor rakibe, kapıp eksik yakalamak için ama biz o zamanlar topu alıp, topa sahip olduğumuzda da etkili takımdık, o şekilde de gol buluyorduk. Kaptırıp presle geri alıp yine buluyorduk. Anlatmak istediğim bu pas oyunu hem olmuyor hem de eğer çağ dışı kalmadım, yeni futbol modasını takip ediyorum diyorsan başarıya götüren diğer yöntemler, planlar, sistemler sana daha uygun.
Kritik nokta dediğin gibi Pep'in oyununu Ancelotti'nin, Mourinho'nun, Sarri'nin, Conte'nin, Allegri'nin denemeye bile kalkmaması ki deneseler buna uygun oyuncuları alma konusunda ellerinin ekonomik açıdan çok daha uygun olduğu aşikar. Ama sadece oyuncuyla alakalı değil, çok fazla çalışmayla, pratikle bir yere gelebilecek bir oyun.
Duran top meselesi var mesela 100 kornerden gol atmayı geçtim 5 tanesine kafa vuramıyoruz, çıkıp bunu bir açıklasa mesela.
İsteğim inadından vazgeçmesi ve bu oyunun olmadığını görmesi, yardımcılarının eksik olduğunun, fizik kondisyonumuzun Avrupa takımlarıyla eşdeğer olmadığını görmesi, duran top zaafiyetimiz olduğunu görmesi. Çıkıp ocak, Hikmet falan demesin. İsterse bahsettiğim diğer oyunu çok güzel oynatır herkese 3 atar geçeriz.