Maçtan sonra Burak Yılmaz:
"İlk yarı her şey planladığımız gibi gitti, içeri de önde girdik. Ancak ikinci yarıda neler olduğunu şu anda ben de anlamıyorum, anlamaya çalışıyoruz. Ben sorumlusuyum. Bu takımı sahaya süren benim. Bana bu görev verildi geldim. Yarın bırak deseler bırakırım. Benim teknik direktörlük umrumda değil. Ben Beşiktaş formasını elim titreyerek veriyorum. Benim hiçbir şey umrumda değil, kimse Beşiktaş formasına terbiyesizlik edemez. Hele ki bizim ülkemize gelip bizim oyuncumuza terbiyesizlik, saygısızlık yapanı asla kabul etmeyeceğim. Bailly ile alakalı bir sorun yaşadık. Yakışıksız hareketinden ötürü oyundan aldım. Hiçbir şey benim için Beşiktaş formasından üstte değil."
"Sakatlık durumu yok. Yakışıksız bir hareketten dolayı oyundan aldım. Var mı, daha net konuşalım, daha net sorun. Evet, aynen. Ben bunu yaptırtmam. Tayfur, Türk yabancı diye ayırmam. Benim oyuncumun yakasını çekemezsin ve bunu devam ettiremezsin. Ben böyle bir adamım. Ben teknik direktörlüğe devam edeceksem de böyle devam edeceğim."
"Hoca olmak isteyen sevgili büyüklerimiz var, kanal kanal gezen büyüklerimiz var. Yarın Başkanımızla konuşacağım. 3 Aralık'a kadar görevde kalacaksam ufak isteklerim olacak, olmayacaksa ben teşekkür edeceğim. Kalmam istenmiyorsa da bırakıp giderim."
"Gelelim hakeme. 2 haftadır bize yapılanı görüyorsunuz. Beşiktaş'ın penaltısını vermemek bu kadar kolay mı?
Beşiktaş'ta kaos falan yok kardeşim. Bir maç bizi doğra, bir maç onu doğra keyfine göre. (H)amına da mamına da. Böyle bir şey yok abi"
