Acısıyla tatlısıyla bir sezonu daha ŞAMPİYON OLARAK geride bıraktık...
Totemlerimizle, kajganiç maç topicleriyle, 09:49 'uyla, adağımızla, göz yaşartan yardımlarımızla, istediğimiz zaman etrafa yaydığımız sinerjimizle forum olarakta bir sezonu geride bıraktık...
Biliyorsunuz Totem manyağı bi adamım. İzlemediğim FB-GS maçlarının hiç birini kaybetmediğimiz için bu maçtada totem denemesi yapmaya karar verdim...
2006 'da gelen şampiyonlukta yaptığım gibi...Maçtan 10 dakika önce evden çıktım. Arabama 2 şarkıdan oluşan uğurlu cdmi aldım...2 saat boyunca devamlı aynı 2 şarkıyı dinliyorum...
Arabama bindim, bu totemde bir arkadaşımda bana eşlik etti..Onunla buluştuk..Çektik arabayı güzel Ankara manzaralı bir yere...Elimizde bira, aklımızda Galatasaray..Dakka başı saate bakıyoruz.Acaba ne oldu. Şu anda ne oluyor.
Hava felaket kasvetli.Gökgürültüsü yağmur...Arasıra susuyoruz gözlerimizi kapatıyoruz hadi takıma gol attırıyoruz diyoruz ve hayalimizde yaşıyoruz maçı.Titreyerek yaşıyoruz. Çakan bir şimşek, hırlayan bir gökgürültüsü içimizi ürpertiyor.Kadıköyden arabamıza döndürüyor bizi. Ulan diyoruz ne durumdayız..Öndemiyiz, beraberemiyiz, her zaman olduğu gibi ilk 15 dakka gol mü yedik acaba diyoruz...
Bunu daha önce deneyen oldumu bilmiyorum ama dünyanın en zor şeyi aslında bu yaptığım totem...O kadar doluyorsunuz o kadar stres yaşıyorsunuz ki..Yani acayip bir şey, kelimelere dökemiyorum...Maçı izlerken skor fener lehine 10-0 olsun üzülürsün ama maçın skorunu ve gidişatını görebildiğin için kendini ona göre hazırlarsın..Ama bu şekilde maçtan kendini soyutladığın zaman, dışarıyla irtibatını kestiğin zaman çok kötü oluyor çok...
Aslında böyle bir şeyi sittinsene , kafama silah dayasalar yapmam..Ama lanet olsun ki uğuruna inandığım için o acıyı o azabı yaşıyorum...
O 2 saat geçmiyor.Kafanda bin beş yüz maç oynuyorsun, bin beşyüz farklı skor çıkıyor ortaya...
Neyse; Saat oldu 20 :40.. Arabayı çalıştırdık..Allahım Allahım iniltileriyle çıktık yolu..Doğruca meydana..Gidiyoruz bir bilinmeyene..Elim zangır zangır, ayağım gaz pedalında sanki yüksek tempolu bir müziğe ritm tutuyor...
20:47 meydandayız..O da ne ? ortalıkta ne fenerli var ne Galaatsaraylı..Diyoruz maç daha bitmemiş herhalde..
Dolanıyoruz dolanıyoruz..Kalbimiz bademciklerimize yakın bir yerde , kıçımız 3,5 kralını atıyor..
Saat oluyor 20:55 ...Ve hayallerimizi yıkan bir görüntüyle karşılaşıyoruz..Fiat fiorino..Arkasında Galatasaray bayrağı..önümüzede ilerliyor..Ne korna var ne 4'lü var...Eyvah diyoruz eyvah..Adam maçı izlemiş, maçı kaybetmişiz evine dönüyor...O anda bir sinir boşalmasıyla beraber bildiğimiz tüm küfürleri federasyona,şikecilere ediyoruz...
Ama bir anda kafamız dank ediyor..Madem biz kaybettik peki o zaman Fenerliler nerde??? Ortalıkta hala gezen yok..Korna çalan yok.Şampiyonluk kutlayan yok..Ulan diyoruz maç iptal mi oldu acaba?
Ya anlatamıyorum ki işte..Hiç bir şey bilemiyorsun. Herşey ama her şey geliyor o anda aklına..Bir yandan iyi hisler heyecanı artırıyor, bir yandan kötü hisler kalbini parçalıyor..Nefes alış verişin inanılmaz boyutta...
Saat 21:00 normal zamana göre maç biteli 15 dakka olmuş..Ortalıkta ne bir korna sesi, ne bir gol sesi ne de dalgalanan bir bayrak var...Ulan diyoruz maç kesin iptal oldu...Bazen fener formalı birini görüyoruz tepkisiz yürüyor, bazen galatasary formalı birini görüyoruz tepkisiz yürüyor..Lan diyoruz ne oluyor...O andaki heyecanı ben ömrü hayatımda yaşamadım Arkadaş...Yaşadım diyenlede sabaha kadar tartışırım..
Saat 21:02 civarı...Ve işte " O AN " geliyor..Sinirin, stresin boşalma anı...
Şampiyonluğumuzu öğrendiğimiz " O AN"...