Bu sene 2013' teki şampiyonluktan beri en iyi hücum takımımız var sahada. Hatta ondan bile iyi bir ekip olabiliriz hücumda. Düzen yönünden sıkıntılar olsa da skorer yönü kuvvetli oyuncular sayesinde net oyun kurucu olmamasına rağmen skor bulmakta zorlanmıyoruz. Eurocup'ta da ligde de durum böyle. (Eurocup'ta 3. sıradayız maç başına 86.7 ortalama ile. Bu çok iyi bir ortalama. Ligde de 80.2 ortalamamız var.) Ama aynı oranda savunmada da zayıf bir ekibiz. Rakibin yüksek skorlara ulaştığı çok maç oynadık. Aslında bu da doğal bir durum. Kadro yapısı bunu doğuruyor. Bir de Lasme - Dorsey ikilisinden beklenen savunma katkısını pek alamadık bu sezon ve görünen o ki böyle devam edecek. Orada hesaplar tutmadı diyebiliriz. Kısalar yönünden ise zaten eksiklikleri göze alarak kadroyu kurmuştuk.
Öte yandan bu sene kaybettiğimiz maçlara bakarsak hatırladığım kadarıyla hepsi elimize gelen, bir şekilde rakibi yakaladığımız ve az farklarla kaybettiğimiz maçlardı. Bu takımın sürekli işin içine girmeyi başarması yönünden güzel olarak değerlendirilebilir ama bardağın boş tarafından bakarsak yakın geçen her maçı kötü oynuyoruz da denebilir. Hatta son EC maçını çok kötü kaybetmiştik. Öndeyken bir anda donup kalmıştık. İşte burada lider oyuncu eksikliği yaşıyoruz biraz. Bir savunma hamlesi, bir iyi hücum işin rengini değiştirebiliyor ama bunları yapamadık pek.
Aslında kötü bir takım değiliz. Tamam müthiş savunma yapamıyoruz ve muhtemelen de yapamayız ama bir kaç dokunuş ile EC ve lig finalini (şampiyonluk pek gerçekçi olmaz) zorlayabilecek düzeydeyiz. Mesela karar verici ben olsam ve bütçemiz yeterli olsa Dorsey ve McCollum'u gönderirim. Sert ve atlet bir uzun ve hem savunmada baskı yapabilecek, hem de hücumda yırtıcılığı ile penetre tehdidi olacak bir kısa alırdım. Hücumda düzen sıkıntısı yaşayabilirdik yine belki ama zaten yüksek skorlara ulaşabiliyoruz. Savunmada ise ciddi seviye atlardık. Fakat bende o yetki, kulüpte de o para yok.