Sevgili hocamıza sorulduğunda, 4-2-3-1 formasyonunu kullandığını söylüyor ama reelde bekleri, kanatları ve 10 numarayı saha içinde konumlandırdığı lokasyonlar ve onlardan talepleri göz önüne alındığında, aslında başka bir ad vermek gerektiği düşünüp, kestirmeden 2-4-4 demeyi tercih ettim.
Okan Hoca-Galatasaray yahut başka bir TD-takım için böyle bir formasyona hiçbir yerde rastlamadığım için özgün bir çalışma olduğunu sanıyorum naçizane
. Geçmişte bir dönem Fullham' ın yaptığı gibi bazı takımlar geçişlerde bunu uygulamış olsa da Okan Buruk Galatasarayı top rakipteyken ve yerleşik savunmalara karşı atak hazırlığında iken de aynı saha içi yayılımı kullanmasıyla diğerlerinden ayrışıyor. Böyle ofansif bir kurgunun çılgınca bir fantezi olmadığını iki yıldır ispatlıyor hoca. Burada en kritik husus, takım boyunu olabildiğince kısa tutmak ve bunu maç geneline yayabilmek...
Bekler;
Yıllar yılı defansif yönü zayıf solbeklerden yıldığım için, çoğu kişi gibi Angelino transferini garipseyen, üçlüye dönmedikçe doğru tercih olmayacağını düşünenlerdendim. Hocanın bu tercihinin altında kafasındaki oyun şablonunun olduğu anlaşılıyor. Dikkat ettiyseniz, Angelino oynarken de Sacha yine ofansif bek gibi oynuyor, maçlarda ortalama ısı haritası rakip yarı sahaya yansıyordu. (Angelino' nun fiziken bu denli bitik olabileceğini kimse bilemezdi, adam bulunduğu bölgeyi de doldurmaktan acizdi)...Şu an Kaan' ın biraz daha geride konumlanması ise hem oyuncunun tarzı ve alışkanlıkları, hem de sakatlık nedeniyle yaşadığı tempo sorunundan dolayıdır diye düşünüyorum ki Aurier de hücum yönü çok gelişkin, fazlaca çıkan bir bektir. Alınacak sağbek de yine hücuma fazlaca katılan biri olacaktır...
On numara;
Bir forvet oyuncusu olan Mertens bizde de10 numaradan ziyade ikinci forvet olarak oynuyor. Takımın ihtiyaç duyduğu anlarda defansif katkısını üst düzeye çıkarabiliyor olması bu gerçeği değiştirmez. Keza Sezon başındaki Kerem denemesi de aynı şekilde. Mesela kariyerinde epeyce 10 numara oynamışlığı olan Demirbay' ı maç içinde bile orada bir kez denemedi...
Kanatlar;
Hocanın en memnun olmadığı rotasyon kanatlar olabilir. Her ne kadar epey skor katkısı yapmış olsalar da oyunda kendilerinden beklentilerini karşılayamadıklarını zannediyorum. Zaha' nın alınıp Kerem'in merkezde kullanılması fikrine en başından karşı çıkmışımdır ama sonradan düşününce ''Acaba Kerem' in kanattaki oyun tarzından memnun değildi de oraya orijinal birini düşündüğü için mi böyle yaptı?'' sorusu aklıma geliyor. Zira Kerem geçen sezon da aslında tam bir kanat gibi oynamıyor, top almak için veya topu aldıktan sonra hep merkeze yöneliyordu. İcardi ile çok iyi anlaşan, asist kralı olmuş, azimli bir futbolcunun 2. forvet pozisyonunda iş yapacağını düşünmesi çok da tutarsızlık sayılmaz doğrusu. Çok fazla kanat oyuncusu alındı diye, sezon başında ''Kanatsaray'' yakıştırılması yapılmıştı ki bunun altında hocanın mevcutlardan tatmin olmamasının yattığı anlaşılıyor. Zaha, skor katkısı yapmış olsa da takımın oyununu yükseltebilecek tarza sahip biri değil. Bu kadar hücum ağırlıklı oynayan bir takımda, kanatların topun kıymetini bilen, doğru tercihler yapan oyuncular olması gerekiyor. Aynı durum daha fazlasıyla Kerem için de geçerli. Tete' den bahsetmeye gerek yok aslında, çoğu defa ne yapmaya çalıştığını kendisi de bilmiyor. Ziyech de çok az oynadı, oynama niyetini sorgulattı, halen de ilk 11 için temposu eksik kalıyor. Barış sezonun sürprizi oldu; aşması gereken kritik bir eşik kaldı sadece; maç oynayarak oyununu olgunlaştırmak ve sakin kalıp enerjisini daha verimli kullanmak...
Bu noktada orta saha ikilisine değinmek gerekiyor. Torreira için fazla söze hacet yok. Orada oynadığı zaman Kaan beklentimin de üzerinde faydalıydı. Demirbay çok iyi iş çıkardı. Birkaç maçta bariz aksadı, onlarda da hocanın oyundan geç alması etken oldu. Ndombele ve Oliveira' dan bahsetmeye gerek yok, Berkan da ne zaman görev verilse katkı sağlıyor.
Takım böyle aşırı ofansif bir saha içi yayılımla oynarken ve başta kanat oyuncuları olmak üzere, pas trafiğini etkili şekilde gerçekleştiremeyip topun daha fazla sürelerle takımda kalmasını sağlayamadığı bir ortamda orta saha ve stoper ikililerine aşırı yük binmesi kaçınılmazdır. Hepsi de aslan gibiydi maşaallah.
Torreira' nın partnerinin sağlam bir DM olması gerektiğini hep söylüyorum. 4-2-3-1 için bile literatürde merkeze hep iki DM yazılır ki izah ettiğim üzere Okan Buruk takımında bu daha da kaçınılmaz bir gerekliliktir. Yalnız Demirbay yerine benim istediğim gibi direkt sağlam bir DM de oynasa, çoğunluğun istediği gibi Demirbay' dan daha dinamik bir 8 numara da alınsa, takımın orta saha hakimiyetini ele geçirme konusundaki sıkıntısı tamamen düzelmeyecektir. GS, amansız presiyle rakipler için çok yorucu bir takım ancak burada eksik kalan, topu kullanma konusunda defoları olduğu için kendisi de yoruluyor sıklıkla ve rakip daha diri kaldığı zaman da bizim takımın boyu uzuyor ki dertler tam da orada başlıyor. 60 metre takım boyuyla ön alanda baskı yapmaya kalkarsan orta sahayı kaptırıp geçiş yemen kaçınılmaz olur. Gelecek sezon hocanın en çok buna yoğunlaşacağını tahmin ediyorum
Okan Hocanın ''Çok kaliteli bir takımımız var, harika sistemimle muazzam futbol oynuyoruz, böyle devam!'' diye düşündüğünü hiç sanmıyorum. Kim bilir ne detaylara kafa yoruyor, neler planlıyordur? Hayatın her alanında, böyle kolay tatmin olmayan, detaylara kafa yoran insanlar en tepelere yükselir hep...
Daha da uzamasın diye çok fazla ayrıntıya girmek istemedim. Ne dersiniz? Düşünce ve tespitlerime katılır mısınız? Beğenmediğiniz veya ekleme yapmak istediğiniz hususlar olursa fikir teatisinde bulunabiliriz...
Okan Hoca-Galatasaray yahut başka bir TD-takım için böyle bir formasyona hiçbir yerde rastlamadığım için özgün bir çalışma olduğunu sanıyorum naçizane
. Geçmişte bir dönem Fullham' ın yaptığı gibi bazı takımlar geçişlerde bunu uygulamış olsa da Okan Buruk Galatasarayı top rakipteyken ve yerleşik savunmalara karşı atak hazırlığında iken de aynı saha içi yayılımı kullanmasıyla diğerlerinden ayrışıyor. Böyle ofansif bir kurgunun çılgınca bir fantezi olmadığını iki yıldır ispatlıyor hoca. Burada en kritik husus, takım boyunu olabildiğince kısa tutmak ve bunu maç geneline yayabilmek...Bekler;
Yıllar yılı defansif yönü zayıf solbeklerden yıldığım için, çoğu kişi gibi Angelino transferini garipseyen, üçlüye dönmedikçe doğru tercih olmayacağını düşünenlerdendim. Hocanın bu tercihinin altında kafasındaki oyun şablonunun olduğu anlaşılıyor. Dikkat ettiyseniz, Angelino oynarken de Sacha yine ofansif bek gibi oynuyor, maçlarda ortalama ısı haritası rakip yarı sahaya yansıyordu. (Angelino' nun fiziken bu denli bitik olabileceğini kimse bilemezdi, adam bulunduğu bölgeyi de doldurmaktan acizdi)...Şu an Kaan' ın biraz daha geride konumlanması ise hem oyuncunun tarzı ve alışkanlıkları, hem de sakatlık nedeniyle yaşadığı tempo sorunundan dolayıdır diye düşünüyorum ki Aurier de hücum yönü çok gelişkin, fazlaca çıkan bir bektir. Alınacak sağbek de yine hücuma fazlaca katılan biri olacaktır...
On numara;
Bir forvet oyuncusu olan Mertens bizde de10 numaradan ziyade ikinci forvet olarak oynuyor. Takımın ihtiyaç duyduğu anlarda defansif katkısını üst düzeye çıkarabiliyor olması bu gerçeği değiştirmez. Keza Sezon başındaki Kerem denemesi de aynı şekilde. Mesela kariyerinde epeyce 10 numara oynamışlığı olan Demirbay' ı maç içinde bile orada bir kez denemedi...
Kanatlar;
Hocanın en memnun olmadığı rotasyon kanatlar olabilir. Her ne kadar epey skor katkısı yapmış olsalar da oyunda kendilerinden beklentilerini karşılayamadıklarını zannediyorum. Zaha' nın alınıp Kerem'in merkezde kullanılması fikrine en başından karşı çıkmışımdır ama sonradan düşününce ''Acaba Kerem' in kanattaki oyun tarzından memnun değildi de oraya orijinal birini düşündüğü için mi böyle yaptı?'' sorusu aklıma geliyor. Zira Kerem geçen sezon da aslında tam bir kanat gibi oynamıyor, top almak için veya topu aldıktan sonra hep merkeze yöneliyordu. İcardi ile çok iyi anlaşan, asist kralı olmuş, azimli bir futbolcunun 2. forvet pozisyonunda iş yapacağını düşünmesi çok da tutarsızlık sayılmaz doğrusu. Çok fazla kanat oyuncusu alındı diye, sezon başında ''Kanatsaray'' yakıştırılması yapılmıştı ki bunun altında hocanın mevcutlardan tatmin olmamasının yattığı anlaşılıyor. Zaha, skor katkısı yapmış olsa da takımın oyununu yükseltebilecek tarza sahip biri değil. Bu kadar hücum ağırlıklı oynayan bir takımda, kanatların topun kıymetini bilen, doğru tercihler yapan oyuncular olması gerekiyor. Aynı durum daha fazlasıyla Kerem için de geçerli. Tete' den bahsetmeye gerek yok aslında, çoğu defa ne yapmaya çalıştığını kendisi de bilmiyor. Ziyech de çok az oynadı, oynama niyetini sorgulattı, halen de ilk 11 için temposu eksik kalıyor. Barış sezonun sürprizi oldu; aşması gereken kritik bir eşik kaldı sadece; maç oynayarak oyununu olgunlaştırmak ve sakin kalıp enerjisini daha verimli kullanmak...
Bu noktada orta saha ikilisine değinmek gerekiyor. Torreira için fazla söze hacet yok. Orada oynadığı zaman Kaan beklentimin de üzerinde faydalıydı. Demirbay çok iyi iş çıkardı. Birkaç maçta bariz aksadı, onlarda da hocanın oyundan geç alması etken oldu. Ndombele ve Oliveira' dan bahsetmeye gerek yok, Berkan da ne zaman görev verilse katkı sağlıyor.
Takım böyle aşırı ofansif bir saha içi yayılımla oynarken ve başta kanat oyuncuları olmak üzere, pas trafiğini etkili şekilde gerçekleştiremeyip topun daha fazla sürelerle takımda kalmasını sağlayamadığı bir ortamda orta saha ve stoper ikililerine aşırı yük binmesi kaçınılmazdır. Hepsi de aslan gibiydi maşaallah.
Torreira' nın partnerinin sağlam bir DM olması gerektiğini hep söylüyorum. 4-2-3-1 için bile literatürde merkeze hep iki DM yazılır ki izah ettiğim üzere Okan Buruk takımında bu daha da kaçınılmaz bir gerekliliktir. Yalnız Demirbay yerine benim istediğim gibi direkt sağlam bir DM de oynasa, çoğunluğun istediği gibi Demirbay' dan daha dinamik bir 8 numara da alınsa, takımın orta saha hakimiyetini ele geçirme konusundaki sıkıntısı tamamen düzelmeyecektir. GS, amansız presiyle rakipler için çok yorucu bir takım ancak burada eksik kalan, topu kullanma konusunda defoları olduğu için kendisi de yoruluyor sıklıkla ve rakip daha diri kaldığı zaman da bizim takımın boyu uzuyor ki dertler tam da orada başlıyor. 60 metre takım boyuyla ön alanda baskı yapmaya kalkarsan orta sahayı kaptırıp geçiş yemen kaçınılmaz olur. Gelecek sezon hocanın en çok buna yoğunlaşacağını tahmin ediyorum
Okan Hocanın ''Çok kaliteli bir takımımız var, harika sistemimle muazzam futbol oynuyoruz, böyle devam!'' diye düşündüğünü hiç sanmıyorum. Kim bilir ne detaylara kafa yoruyor, neler planlıyordur? Hayatın her alanında, böyle kolay tatmin olmayan, detaylara kafa yoran insanlar en tepelere yükselir hep...
Daha da uzamasın diye çok fazla ayrıntıya girmek istemedim. Ne dersiniz? Düşünce ve tespitlerime katılır mısınız? Beğenmediğiniz veya ekleme yapmak istediğiniz hususlar olursa fikir teatisinde bulunabiliriz...